Son yıllarda diş hekimliği alanında, ağız sağlığının genel refahla bağlantılı olduğunu göz önünde bulunduran bütüncül bir yaklaşıma doğru kayda değer bir kayma olmuştur. Biyolojik veya bütünleştirici diş hekimliği olarak da bilinen bütünsel diş hekimliği, ağız sağlığının tüm vücut üzerindeki etkisini kabul ederek geleneksel diş hekimliği uygulamalarının ötesine geçmektedir.
Bütünsel diş hekimliği ağız sağlığını vücudun genel sağlığının bir yansıması olarak görür. Ağız hijyeni ile sistemik sağlık arasındaki ilişkiyi vurgular ve ağızdaki sorunların daha geniş sağlık sorunlarına katkıda bulunabileceğini veya bunlara işaret edebileceğini kabul eder.
Bütüncül diş hekimliğinin önemli bir yönü biyouyumlu materyallerin kullanılmasıdır. Bütüncül diş hekimleri, hastalarda olumsuz reaksiyonlara veya hassasiyetlere neden olma olasılığı daha düşük olan malzemelere öncelik verir. Ayrıca, birçok bütüncül diş hekimi cıvasız diş hekimliğini savunmakta, amalgam dolguların kullanımından kaçınmakta ve daha güvenli alternatiflere odaklanmaktadır.
Bütünsel diş hekimliği, ağız sağlığının temel bir unsuru olarak beslenmeye güçlü bir vurgu yapar. Uygulayıcılar, sağlıklı diş ve diş etlerinin desteklenmesinde dengeli bir diyetin rolünü kabul ederek beslenme rehberliği sağlayabilir. Beslenme desteği, diş sorunlarının önlenmesi ve ele alınmasının ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilir.
Bütüncül diş hekimleri genellikle temporomandibular eklem (TME) bozuklukları ve ısırık hizalaması ile ilgili sorunları ele alır. Çenenin hizalanması ve dişlerin bir araya gelme şekli sadece ağız sağlığını değil aynı zamanda genel duruşu, kas gerginliğini ve hatta baş ağrılarını da etkileyebilir. Bütüncül yaklaşımlar bu sorunları kapsamlı bir şekilde tespit etmeyi ve ele almayı amaçlar.
Bütüncül bir felsefe doğrultusunda, minimal invaziv diş prosedürleri tercih edilmektedir. Bütüncül diş hekimleri, hasta için nazik ve daha az travmatik teknikler kullanarak doğal diş yapısını mümkün olduğunca korumaya çalışır.